Allah’ın yarattığı varlıklar hakkında tefekkür etmek:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Salat ve selam dürüst ve sözünün eri olan Rasulullah (s.a.v.)’e olsun.
Dinin temeli Allah’ı tanımaktır. Çünkü bir kişi Allah’ı bilir, tanır sonra da emirlerini de öğrenirse kendini ona itaate adar. Ama emirlerini bildiği halde Allah’ı tanımıyorsa, o zaman da isyan ve günah işleme potansiyeli artar. Şu an sanırım İslam dünyasının bir sorunun üzerine ayak basmış bulunuyorum. Emir önümüzde ama biz emri vereni tanımıyoruz. Eğer emri vereni yani amiri tanırsak günah işlemeden önce bir milyona kadar sayarız. Yani dinin aslı marifetullahtır. Ancak Allah’ın zatını, zat-ı ilahiyi göremezsin. Zira Allah Teala şöyle buyuruyor:
﴾ لَا تُدْرِكُهُ الْأَبْصَارُ ﴿
﴾ Gözler onu idrak edemez. ﴿
Fakat bazıları der ki: Akıl Allah’a ulaşır ama onu kuşatamaz. Bu yüzden bu kainatta, gökleri ve yeriyle Allah’ın yarattığı tüm varlıklarda, bitkiler, hayvanlar ve insanlarda, dağlar, nehirler ve denizlerde, meyvelerde, bunların hepsinde Allah’ın azametini gösteren deliller vardır. Allah’ın yarattıkları hakkında tefekkür etmek Allah’ı tanımaya giden tek yoludur. Allah Teala şöyle buyuruyor:
إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاخْتِلَافِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَآيَاتٍ لِأُولِي الْأَلْبَابِ * الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَاماً وَقُعُوداً وَعَلَى جُنُوبِهِمْ
[
سورة آل عمران : 190-191 ]
﴾ Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün farklı oluşunda aklıselim sahipleri için elbette ibretler vardır. Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar ﴿
[ Al-i İmran Suresi: 190-191 ]
İnsanın üç hali vardır; oturur, ayakta durur ve yatar. Burada üçü de zikredildiği için anlarız ki insan daima zikreder. Cenab-ı Hak buyurur ki:
﴾ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ﴿
[
سورة آل عمران : 191 ]
﴾ göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler (ve şöyle derler﴿
[ Al-i İmran Suresi: 191 ]
Dinin bir temeli vardır. Ayette tefekkür, düşünmek mudari fiil (geniş zaman fiili) olarak gelmiştir. Bu fiil de devamlılığa işaret eder:
﴾ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذَا بَاطِلاً سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ ﴿
[
سورة آل عمران : 191
]
﴾ Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru! ﴿
[ Al-i İmran Suresi: 191 ]
Tefekkür şüphesiz en büyük ibadettir. Çünkü tefekkür seni Allah’ın azameti ile yüz yüze getirir. Allah Azze ve Celle’nin yaratmasında, fiillerinde, kelamında bitmek tükenmek bilmeyen ayet ve işaretler vardır. Kâinattaki her şey istisnasız bir şekilde devamlı olarak Allah’ın varlığına, birliğine, mükemmelliğine dalalet eder. Buradan yola çıkarak tefekkür Allah Azze ve Celle’yi tanımak için en hızlı yoldur. Çünkü seni Allah’ın yüceliği ile karşı karşıya getirir.