Korku ile anlama ve kavrama arasında yakın bir ilişki vardır. Bir çocuğu babası hasada götürür, onu tarlanın bir kenarına bırakır. Çocuğun yanından bir yılan geçer ama çocuk korkmaz. Aksine elini yılanın üzerine koyar. Çünkü korku, anlama ve kavrama ile ilgilidir. Kavrayış arttıkça korku da artar. İnsanın aslında doğasında korku vardır. Ki korkmasaydı zaten ateşten korkmazdı. Böylece Allah’ın azabından da korkamazdı. Korku olumsuz bir özelliktir ama çok faydalıdır. Peki nasıl? Diyelim sizde milyonlar değerinde çok pahalı elektronik bir cihaz var. Bu cihazda sigorta denen zayıf bir nokta var, akım eğer olması gerekenden fazla gelirse, bu zayıf bağ erir ve akım kesilir. Yani bu bir emniyet supabıdır. Ben korkunun Allah’ın en büyük nimetlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Korku olmasaydı, Allah’a itaat de olmazdı. Cennet de, cehennem de, istikamet de olmazdı. Tüccar aldatmaktan korkar, çünkü Allah onu iflas ettirebilir. Avukat müvekkiline yalan söylemekten korkar. Allah ona bir problem oluşturabilir. Mümin Allah’a isyan etmekten korkar. Çünkü Allah Teâlâ’ya yönelimini kaybedebilir. Yani korku görünürde olumsuz olmasına rağmen aslında çok olumlu bir özelliktir. Ben Allah’tan korktuğum için istikamet üzere yaşarım, ya da Allah ile olan iletişimimin bozulmasından korkarak bunu yaparım ki bu daha üstün bir meziyettir. Veyahut da Allah katında olmam gerekenden daha düşük seviyede olacağımdan korkarak bunu yaparım ki hepsi korku sebebiyledir. Yani korku görünürde olumsuz olmasına rağmen aslında olumlu bir vasıftır.