Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Salat ve selam emin ve güvenilir olan Rasulullah (s.a.v.)’e olsun.

En önemli hakikat şu ki, rıza Allah’tan razı olmaktır. Şöyle bir soru gelebilir: “Ben O’nun rızasını isterken O’ndan nasıl razı olabilirim?” Cevabı şöyle: Senin sıkıntılar karşısındaki mutluluğun nimetler karşısındaki mutluluğun gibi olduğunda Allah’tan razı olmuş olursun. Olumlu olan durumlarda herhangi bir ihtilaf olmaz. Zaten tüm herkes olumlu olan hallerde Allah’tan razıdır, sağlık, mal, zenginlik, eş, güzel bir ev gibi nimetlerde… Ama asıl olumsuz olan musibetlerde farklılık gösterirler. Marifet hem darlıkta hem de bollukta Allah’tan razı olmaktır. Hem verdiğinde, hem aldığında, hastalıkta sağlıkta, zenginlikte fakirlikte Allah’tan hoşnut olmaktır. Asıl marifet budur. Bu derin ve gerçekçi bir marifettir. İnsan kaderin acı tarafını kabul edip razı olduğunda bu çok onurlu bir davranıştır. İnsan doğal olarak fakirlikten, zulümden, hastalıktan, dünya musibetlerinden acı çeker. Ama kesin olarak seni bir başkasına teslim etmeyeceğini bildiğin zaman çok önemli olduğunu düşündüğüm bir şey söylerim: Eğer o sizi başkasına teslim ederse, kendisine kulluk etmenize layık olmaz. Allah Teâlâ ne buyuruyor:

Burada iş kelimesindeki belirlilik takısı cins isimlere verilen manayı taşır. Yani dünyadaki, Hz. Adem’den bugüne kadar beş kıtada olan her iş Allah’a döndürülür.

Allah ne zaman kendisine kulluk etmeni emretti? Her şeyin O’nun kudretinde olduğuna, hayatının, ölümünün, sağlığının, hastalığının, zenginliğinin, evliliğinin, ailenle mutluluğunun, her şeyin Allah’ın kudretinde olduğunun garantisini verdikten sonra emretti. Biz özgürüz. Sen bu imanla iman edersen birlik olursunuz ve birlik rahatlıktır. Kim de dert ederse Allah ona yeter. Sen seni bütün dertlerden kurtaracak olan Allah için çalış!