Vücudun Yiyecek Bileşenleriyle Uyum İçinde Çalışma Tasarımı:

Çok garip ve kesin bir şekilde sabit olan bir gerçek var. Bu gerçek, vücut mekanizmasının yemek ile uyum içinde çalışmasının orucu gerektirdiğidir. Allah Teâlâ vücudumuzu yiyecek bileşenleriyle uyum içinde çalışması ve üç aşamada ona uyum sağlaması için tasarladı. Bu, önemli bir araştırmadır.

Birinci Aşama: Yemeğin Mide ve Bağırsaklarda Sindirilmesi

Sonra yemeğin vücut tarafından emilmesi ve damarlarda ilerleyen şekere, vücudun enerji ve dokuları inşa etmesi için kullanacağı başka onarıcı maddelere dönüştürülmesi.

İkinci Aşama: Vücudun İhtiyacından Fazla Olan Enerjinin Depolanması Aşamasıdır.

Fazla şeker, karaciğerde ve kaslarda hayvansal nişasta olarak depolanır. İhtiyaç fazlası olan yağ ise genel olarak bütün cisimde depolanır.

Birinci aşama; Sindirim, Emilim ve Tüketimdir. İkinci aşama ise depolamadır.

Üçüncü Aşama: Enerji Depolarının Açılıp Serbest Bırakılması Aşamasıdır. Şeker ve Yağlar bu aşamada enerjilerini vücuda vermeleri için şekere ve yağ asitlerine çevrilir.

Dikkat edin kardeşlerim! Üçüncü aşamanın kendine has bir özelliği vardır. İnsan kendini belirli bir zaman aralığında yemekten alıkoymadığı müddetçe kesinlikle açığa çıkmaz. Yani yemekten kendini belirli bir vakit uzak tutmadıkça, üçüncü merhalenin vazifesi iptal edilmiş olur.

Vücudun Yaratılış Fizyolojisi Yemekten Kendini Alıkoymayı Gerektirir:

Değerli Kardeşlerim! Bilim adamları kandaki şeker seviyesinin her santimetrekarede seksenden başlayıp, yüz yirmi miligrama kadar ulaştığını söyler. Bu kandaki şeker oranıdır.

Altı saat oruçlu geçirildikten sonra ise bu oran düşer. Burada, insan bedenin harika bir özelliği açığa çıkar. Beyinde olan bir merkez ki özel adını bilmeniz gerekmez, iç salgı bezlerine acil yardım çağrısında bulunan bir mesaj gönderir.

Böbrek üstü bezleri, kaslar ve karaciğerde bulunan hayvansal nişastanın şekere dönüştürülmesini teşvik için bir hormon salgılar. Tiroit bezi de salgıladığı hormon vasıtasıyla aynı şeyi yapar. Bu, kaslar ve karaciğerde depolanan kan şekerini, serbest bırakılması ve tüketilmesi için teşvik eder.

Çünkü altı saat oruçlu geçirildikten sonra kandaki şeker oranı düşer. Başka bir beze olan Pankreas da salgıladığı hormon sayesinde depolananların serbest bırakılıp tüketilmesine teşvik için aynı işlevi yapar.

İnsan, kaslar ve karaciğerde depolanan şekeri tükettiğinde, işlem depolanan yağlara çevrilir ve onları parçalar. Böylelikle enerjilerini açığa çıkarmış olur. Bilimsel araştırmalar oruçlu geçirilen saatler boyunca yağ yakımının özellikle de vücutta belirli yerlerde tortulanıp biriken yağların tüketiminin arttığını tekit etmiştir.

Kardeşlerim! Hayret verici bir hakikat de şudur ki her bir kilo yağ dokusu, kanın içerisinde aktığı üç kilometre kılcal damara ihtiyaç duyar. Bu ise kalbe yüktür. Eğer bir kişinin hacmi on kilo artsa bu,

onda fazladan üç yüz kılcal damarın bulunduğuna delildir. Bilim adamları vücudun yaratılış fizyolojisinin kişinin kendini yemekten alıkoymasını gerektirdiğini söylemektedir. Neden?

Birinci ve İkinci aşamaların görevlerini rahatlatmak, Üçüncü aşamaya da çalışma fırsatı vermek. Oruç tuttuğumuzda, sindirim ve emilim sistemi rahatlar. Böylece depolama görevini üstlenen İkinci Aşama da rahatlamış olur. Üçüncü merhalenin yağ kütlelerini parçalama ve yakma, kaslardaki ve kandaki yağ kütlelerini tüketme işlevleri baki kalır. İşte bu sebeple oruç herkes için zaruridir.

Bütün Ümmetler ve halklara oruç tutmaları farzdı. Nitekim Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

﴾ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ ﴿

[ سورة البقرة : 183]

“Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı.”

Bilimsel araştırmalar çok dikkat çekici bir şeyden bahsediyor.

Oruç ibadettir ve Allah’a yaklaşma vesilesidir. Âdemoğlunun her yaptığı iyi işin bir karşılığı vardır. Ancak orucun karşılığını bizatihi Allah (c.c.) verecektir. Ayrıca oruç, insanın iradesini kuvvetlendirme vesilesidir.

Beşeri zafiyetini sana hissettirir. Bu bilimsel araştırma orucun ibadet olma özelliği ile ilgilenmez. Fakat Allah’ın emrettiği şeyler ibadettir, yakınlıktır, Rab ile bağ kurmadır, İhtiyaçlı olduğunu hissetmedir.