Karanlık Mod
18-04-2024
Logo
İslam Akaidi – Esmaü’l-Hüsna (Allah’ın Güzel İsimleri) – Özet Bilgiler – Ders 03: “eş-Şafi”
   
 
 
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla  
 

Esmaü’l-Hüsna: “eş-Şafi”

“eş-Şafi” isminin Ramazan ayındaki tezahürleri

Allah Teâlâ insanı yarattı ve ona arzular verdi, ayrıca tercih ve seçme şansı da bahşetti. Yine ona akıl verdi ki hayatta davranışlarının bir ölçüsü olsun. Başka bir ölçüt daha verdi ki o da dindir. Ona kitaplarla beraber peygamberler gönderdi. Tüm bunlara rağmen insan her şeyi arkasına atıp arzuları doğrultusunda usulsüz, hidayetsiz ve kitapsız bir şekilde yoluna devam etti ve yoldan çıktı. İnsan hayatının gereklerinden biri onun fesadı, sapıtması muhtemel bir durumdu. İşte bu yüzden Allah Teâlâ ona iki şifa kaynağı bahşetti. Kuran’ı Kerim’i nefsine şifa, ilaçları da bedenine şifa kıldı.

Hastalığın Tanımı:

Asıl hastalık Allah Teâlâ’nın yolundan, belirlediği düzenden ayrılmaktır.

Kin, nefret, kibir, geçimsizlik, bencillik, inat ve adaletsizlik gibi kalp hastalıkları vardır. Gerçekte kalp hastalıkları ancak bir hastalığın belirtileridir ki o da Allah’tan yüz çevirmektir.

Aynı şekilde bedene de peygamber efendimizin tavsiyelerine aykırı olarak Allah’ın yoluna uymayarak muamele edilirse beden de hasta olur. Zira Allah Teâlâ şifasız bir hastalık yaratmamıştır.

Net bir şekilde bilinmelidir ki kalp hastalıkları beden hastalıklarından daha tehlikelidir. Çünkü bedensel hastalıklar ne kadar ciddi ve tehlikeli olursa olsun ölümle beraber sona ererler. Ölüm bedenle alakalı her şeyi sonlandırır. Ölümle birlikte hastalık da, sağlık da, güç de, zayıflık da, zenginlik de, fakirlik de, güzellik de, çirkinlik de, zekâ da aptallık da sona erer. Her şey biter. Ancak kalp hastalıklarının tehlikesi ölümden sonra başlar. Bu minvalde Allah Teâlâ buyuruyor ki:

﴾ يَوْمَ لَا يَنْفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَ* إِلَّا مَنْ أَتَى اللَّهَ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ ﴿

[سورة  الشعراء الآيات: 88-89]

“O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar! Allah’a arınmış bir kalp ile gelen başka.”

(Şuara Suresi: 88-89)

Cabir (r.a.)’ın naklettiği şifanın aslı ile alakalı bir hadiste, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

(( لِكُلِّ دَاءٍ دَوَاءٌ فَإِذَا أُصِيبَ دَوَاءُ الدَّاءِ بَرَأَ بِإِذْنِ اللَّهِ عَزَّ وَجَل ))

[ أخرجه مسلم]

“Her hastalığın (helâl olan) bir ilacı vardır. Bu sebeple ilaç, hastalığa isabet ederse, (ilaç o hastalığa iyi gelirse), Allah Azze ve Celle’nin izniyle iyileşir."

(Müslim)

Bir doktor bu hadisi duyar da bir hastalığı teşhis edemezse, bilmelidir ki bu kendisinin bir eksikliğidir. Sanki bu hadis bilim adamlarını, doktorları ve uzmanları araştırmaya davet etmektedir. Bu hadisi duyan bir hastanın kalbi, iyileşeceğine dair umutla dolar. Zira Allah Teâlâ şifası olmayan bir hastalık yaratmamıştır.

Doktor öncelikle hastalığı teşhis eder, sonra o hastalığa uygun ilacı seçer. Hasta o ilaçla iyileşir ama bu sadece Allah Azze ve Celle’nin izniyle olur.

Kuran’ı Kerim’deki Şifa Ayetleri:

Kuran’ı Kerim’de birçok yerde şifadan bahsedilmiştir. Zira Allah Teâlâ Tevbe Suresi’nde şöyle buyuruyor:

﴾ قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللَّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنْصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُؤْمِنِينَ ﴿

[سورة  التوبة الآية: 14]

“Onlarla çarpışınız. Allah, onları sizin ellerinizle azaplandırsın, hor ve aşağılık kılsın ve onlara karşı size zafer versin, müminler topluluğunun göğsünü şifaya kavuştursun.”

(Tevbe Suresi:14)

Bunun manası şudur; Mümin hakkın yanında olduğunda yücelir, batıl düşer ve mağlup olur. Böylece müminin yüreği ferahlar. Zira bu, bozulmamış bir fıtratın özelliğidir.

Rabbimiz Azze ve Celle Kuranı kalplere şifa kılmış ve şöyle buyurmuştur:

﴾ يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ ﴿

[سورة  يونس الآية: 57]

“Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’an) geldi.”

(Yunus Suresi: 57)

Yine Nahl Suresinde de şöyle buyrulmaktadır:

وَأَوْحَى رَبُّكَ إِلَى النَّحْلِ أَنِ اتَّخِذِي مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتاً وَمِنَ الشَّجَرِ وَمِمَّا يَعْرِشُونَ* ثُمَّ كُلِي مِنْ كُلِّ ﴿
 الثَّمَرَاتِ فَاسْلُكِي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلاً يَخْرُجُ مِنْ بُطُونِهَا شَرَابٌ مُخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ
﴾ فِيهِ شِفَاءٌ لِلنَّاسِ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

[سورة  النحل الآيات: 68-69]

“Rabbin, bal arısına şöyle ilham etti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan (kovanlardan) kendine evler edin.” “Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir.” Onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir (toplum) için bir ibret vardır.”

(Nahl Suresi: 68-69)

Şifa İki Çeşittir:

Âlimler iki çeşit şifadan söz ederler:

1- Gönlün şifası; Allah Kelamıdır

2- Bedene şifa; Baldır

Allah Teâlâ Şafi’dir, şifa ve afiyet verendir. İnsan, bedeninin sağlığına dikkat etmediğinde hastalanır. Rabbi ile olan ilişkilerinde yoldan sapabilir. Ama Allah Teâlâ rahmeti ve merhameti gereği ona şifa verir. Çünkü o şafidir ve şöyle buyurur:

﴾ وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ ﴿

 [سورة  الشعراء الآية: 80]

“Hastalandığımda da O bana şifa verir.”

(Şuara Suresi: 80)

Ramazan nefse, gönle şifadır. Yeter ki kul Rabbi ile bağını koparmasın. Ramazan ayı yoğun bir manevi dönemdir. Bedenlere de şifadır. Çünkü Hadislerde geçen tıbbi bilgilerde de söz edildiği gibi bu ay, sağlığı tedavi edici ve koruyucu bir aydır.

Metni indir

Mevcut Diller

Resmi Gizle