Uyku Allah’ın (c.c) Delillerinden Biridir

Dr. Râtıb:

Bütün hamdler Âlemlerin Rabb’ı olan Allah’a mahsustur. Salât ve Selâm ise, sözünde sâdık, güvenilir Peygamber Muhammed (s.a.v) üzerine olsun.

Bir keresinde Dımaşk’taki ofisimde bir kardeşimiz beni ziyaret etti. Bana daha önce hiç duymadığım bir sıkıntısından şikâyette bulundu ve uyuyamadığını söyledi. Allah’a yemin ederek, uyumak için her gece milyon lira ödediğinden yine de uyuyamadığından serzenişte bulundu.

Çok Nadir bir hastalıktır. Bu arkadaş uyuyamıyor, sadece uyumak için milyon lira ödüyor. Burada Nebî (s.a.v)’in yaptığı bir duâ’yı hatırlıyoruz: “Allah’ım! Nimetlerinin yok olmasını değil, devamlı olmasını bize göster”. Başını yastığa koyup uyuman gerçekten büyük bir nimettir. Uyku, çok karmaşık bir eylemdir. Uyku esnasında sinirler, birbirinden uzaklaşır, sinir akımı kesintiye uğrar

Sanki geniş bir su kanalı araya girmiş gibi kişi onun üstüne atlayamaz. Akım durur çünkü mesafe çok büyüktür. Uyanma halinde sinirler tekrar birbirine yaklaşır. Sinir hücreleri sitoplazma (belirli bir şekli ve sureti olmayan ana madde)’dır ve uzundur. Diğeri de aynıdır ancak birbirlerine bitişik değillerdir. Uyku, bu hücreleri birbirlerinden uzaklaştırır. Sesler kesilir. Fakat insan eğer bir top sesi duysa uykusundan sıçrar.

Eğer bir kişiyi düşmanı kovalasa mesafe geniş bile olsa sıçrar öbür tarafa. Korku onu tetikler. Gerçekten çok gürültülü sesler var ki insan onu duyduğunda sıçrar. Korku onu tetikler. İnsan uykusunda bu gibi yüksek sesler duyduğunda uyanır. Ama normal seslere alışılır. Bundan daha da garibi işitmede seçiciliğin olmasıdır. Pencereye ses kayıt cihazı koydular ve iki adamdan birbirleriyle bir saat kadar konuşmalarını istediler. Bir saatin sonunda onlara konuştuğunuz süre içerisinde yolda ne duydunuz diye sordular. Adamlar,  kesin bir şey söyleyemediler. Ses kayıt cihazını dinlediklerinde ise

arabanın çarpması, polisin düdük çalması gibi birtakım sesleri kaydettiğini gördüler. Akıl dışı bir şey.

Allah (c.c) insanı kemâliyle yarattığından dolayı insan, bir şeye önem verdiğinde, bu şey ile alakası olmayan her şeyi ondan uzaklaştırır. Odaklandığı şey ise, bütün ayrıntılarıyla ona ulaşır. Hatta belleğine ve hayaline bile ulaşır. Hatta o konu ile ilgili bildiği bütün eski bilgilere bile. Odaklanma denilen bir haldir bu. Olağan hal diye de bir şey vardır. Zekice yapılan ancak normale dönüşen işler vardır.

Örneğin; araba kullanırken evinin yolunu bilmen gibi. Arabayı nasıl kullandığını anlamazsın bile.. Bir yoldan diğerine, virajlara, sağa sola sürüp durursun. İşte bunların hepsi, kendisine alışılan normalleşen şeylerdir. Eğer yaptığımız her şeyi düşünerek yapacak olsaydık, hayatımız çok zor olurdu. Fakat aslında çok karmaşık olup da normalleşen şeyler de vardır. Bunlar Allah’ın (c.c) nimetlerindendir. Bir insan Marifetullah’a ulaştığında, olayları çok derinden anlar.

Dr. Bilal: “Değerli Hocam! Yüce Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

 ﴾ وَمِنْ آيَاتِهِ مَنَامُكُمْ بِاللَّيْلِ ﴿ 

[سورة الروم:23]

“Gece uyuyabilmeniz O’nun (c.c.), delillerindendir.”

Uyku mekanizmasından bahsettiniz. Biri çok derin uyku uyuyabiliyorum derken, öbürü uykusunun çok hafif olduğunu söyleyebilir.

Allah’ın Derin Ve Hafif Uykudaki Hikmeti

Dr. Râtıb:

İnsan iki ya da üç saat derin uyku uyur. Hafif uyku ise örneğin; odaya giren birini hissedersin, konuşan birini duyarsın, çocuğun ağlamasını duyarsın. İşte bu hafif uykudur.

Derin uykuda kesinlikle hiçbir şey hissedilmez. Ancak Allah’ın büyük hikmetidir ki anne çok gürültülü sesleri derin uykudayken hissetmezken, yan odada çocuğunun ağlama sesini duyar. Bu, kadına has bir meseledir. O, bebeğinin sesine uyanmak üzere tasarlanmıştır.

Ancak bebeğinin on katı daha şiddetli seslerde uyanmaz. İnsan müthiş bir tasarımla yaratılmıştır.

İnsanın Uyurken Sağa Sola Dönmesi, Allah’ın Azametine İşaret Eden Delillerdendir

Dr. Bilal:

Efendim insan uyurken sağına soluna döner: Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

﴾ وَنُقَلِّبُهُمْ ﴿

[ سورة الكهف: 18 ]

“Onları çeviriyorduk.”

Dr. Râtıb:

İnanılır şey değildir. Kişi uyuduğunda, iskeletinin ağırlığı vardır. İskeletin üzerinde ise kaslar bulunur ki onlarında kendi ağırlıkları vardır. İskelet ve kaslar, iskeletin alt tarafına baskı yaparlar. Kaslar baskı yaptığında, kan damarları daralır. Eğer kan damarları daralırsa,

kişi uyuşukluk hisseder. Nitekim Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

﴾ وَنُقَلِّبُهُمْ ﴿

[ سورة الكهف: 18 ]

“Onları çeviriyorduk.”

Mekanizma gerçekten müthiştir. Allah (c.c) insan vücuduna çok sayıda basınç noktası yerleştirmiştir. Örneğin kişi sırtüstü uyuduğunda, iskeleti var ve iskeletinin altında da kas hücreleri bulunur. Burada basınç noktası mevcuttur. Bu nokta beyine, sıkıştırıldığına dair bir mesaj yollar. Beyinden bir komut gelir ve kişi derin uykuda olduğu halde sağa sola çevrilir.

Düşünün uyuyan bir insan uykusunda gecede kırk ila elli arasında sağına soluna döner. Allah (c.c) ne buyurdu:

﴾ وَنُقَلِّبُهُمْ ﴿

[ سورة الكهف: 18 ]

“Onları çeviriyorduk.”

﴾ وَنُقَلِّبُهُمْ ذَاتَ الْيَمِينِ وَذَاتَ الشِّمَالِ ﴿

[ سورة الكهف: 18 ]

“Onları sağa sola çeviriyorduk.”

Eğer sağa sola çevrilmeden bahsediliyorsa bu, dünyada oluyor anlamına gelir. Velhasıl insanın uykusu, Allah’ın azametine işaret eden delillerdendir.