Karanlık Mod
02-02-2025
Logo
Din ve Hayat – 048 – Dert ve sıkıntı bir ceza mı yoksa imtihan mıdır?
   
 
 
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla  
 
Allah Teala şöyle buyuruyor:

﴾ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ وَإِن كُنَّا لَمُبْتَلِينَ (30) ﴿

[ سورة المؤمنين ]

 “Şüphesiz bu olayda ibretler vardır. Biz gerçekten (kullarımızı) imtihan ederiz.”  

[ Müminun suresi:30 ]

Kendisinin çok üst seviyede bir insan olduğunu düşünen çok kişi vardır. Allah Azze ve Celle lütfu keremi ile onların bu zannını köreltir. Sen söylediğin gibi, iddia ettiğin gibi değilsin, bana olan sevgin zannettiğin kadar değil. Refah, sağlık, iyi bir gelir, eş ve çocuklara, arabaya sahip olduğunda der ki: Allah bize bunları lütfetti. Ama dayanamadığı ufak bir hastalıkta “Ya Rabbi ben sana ne yaptım?” demeye başlar. “Biz gerçekten (kullarımızı) imtihan ederiz.” Hiç kimse bu imtihandan kurtulamaz.
Hz. Ali (r.a) şöyle buyuruyor: Kaderin kötüsüne, zoruna rıza göstermek yakîn imanın en üst seviyesidir.
Hiç kimse bir aracı yokuş aşağıyken denemez, yokuş çıkarken dener ve bakar. İşte Kaderin kötüsüne, zoruna rıza göstermek yakîn imanın en üst seviyesidir.
Allah Azze ve Celle ashabını Hendek’te imtihan etmişti. İnsanoğlunun efendisi Rasulullah ile beraber olan mücahitler, Rasulullah (s.a.v.)’e yakın olan ashabı, onlar canlarını ve nefislerini O’nun için feda ettiler. Hendek’te savaş meselesi yoktu, yok etme veya yok olma savaşı söz konusuydu. On bin savaşçı İslam’ı tamamen yok etmek istiyordu. Öyle ki Efendimizin yanında olanlardan bazıları “Arkadaşınız bize Kayser ve Kisraların topraklarını vaat etmiyor muydu? İçimizden biri bile ihtiyacını gideremiyor?” “Rasulullah” değil “arkadaşınız” demişlerdi. Allah Teala şöyle buyurdu:

﴾ إِذْ جَاءُوكُمْ مِنْ فَوْقِكُمْ وَمِنْ أَسْفَلَ مِنْكُمْ وَإِذْ زَاغَتِ الْأَبْصَارُ وَبَلَغَتِ الْقُلُوبُ الْحَنَاجِرَ وَتَظُنُّونَ بِاللَّهِ الظُّنُونَا(10) هُنَالِكَ ابْتُلِيَ الْمُؤْمِنُونَ وَزُلْزِلُوا زِلْزَالاً شَدِيداً(11) وَإِذْ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ مَا وَعَدَنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ إِلَّا غُرُوراً(12) ﴿

[ سورة الأحزاب ]

 “Hani onlar size hem üst tarafınızdan hem alt tarafınızdan gelmişlerdi. Hani gözler kaymış ve yürekler ağızlara gelmişti. Siz de Allah’a karşı çeşitli zanlarda bulunuyordunuz. İşte orada müminler denendiler ve şiddetli bir şekilde sarsıldılar. Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, “Allah ve Resulü bize, ancak aldatmak için vaatte bulunmuşlar” diyorlardı.” 

[ Ahzap Suresi: 10-12 ]

﴾ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُمْ مَنْ قَضَى نَحْبَهُ وَمِنْهُمْ مَنْ يَنْتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلاً(23) ﴿

[ سورة الأحزاب ]

 “Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” 

[ Ahzap Suresi: 23 ]

“Biz gerçekten (kullarımızı) imtihan ederiz.” Değerli kardeşlerim, ikinci kez söylüyorum, İmam Şafi (r.a)’ye “Allah’tan imtihan ve sıkıntı mı istemeliyiz yoksa güç ve kuvvet mi?” diye sormuşlar, o da şöyle cevap vermiş: “Sınanmadan Güçlenemezsiniz”

﴾ إِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى ٱلْأَرْضِ زِينَةً لَّهَا لِنَبْلُوَهُمْ أَيُّهُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً(7) ﴿

[ سورة الكهف ]

 “İnsanların hangisinin daha güzel amel yaptığını deneyelim diye şüphesiz biz yeryüzündeki şeyleri ona bir ziynet yaptık.”  

[ Kehf Suresi: 7 ]

Mevcut Diller

Resmi Gizle