Karanlık Mod
14-05-2025
Logo
Ders: 6 – Yasin Suresi – 65. Ayetin Tefsiri, İnsan tercih hakkına sahiptir.
   
 
 
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla  
 
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’adır. Salât ve selam güvenilir ve sözünün eri olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’e olsun. Allah’ım senin öğrettiklerin dışında ilmimiz yoktur, her şeyi hakkıyla bilen ve hakîm olan sensin. Allah’ım, bize faydalı ilmi öğret, öğrendiklerimizden de faydalanmayı nasip et, ilmimizi arttır. Bize hakkı hak olarak göster ve bizi ona tabi olmakla şereflendir, batılı da batıl olarak göster ve bizi ondan sakınmakla rızıklandır. Bizi sözü işitip ona en güzel şekilde tabi olanlardan eyle, rahmetinle salih kulların arasına kat.
Değerli kardeşlerim, Allah Teala Yasin suresinin 65. Ayetinde şöyle buyuruyor:

﴾ الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ (65) ﴿

[ سورة يس ]

 “O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.”  

[ Yasin Suresi: 65 ]


İnsan muhayyerdir yani ona özgür irade verilmiştir. Zira bu özgür irade sorumluluğun temelidir. Eğer öyle olmasaydı kişiye sorumluluk verilmez, sorgulanmaz, ödüllendirilemez ve cezalandırılamazdı, ne mükâfat ne de ceza diye bir kavram olurdu, böylece de cennet ve cehennem de olmazdı. 
İnsana verilen sorumluluğun temeli, Yüce Allah’ın insana, özgür iradesi sayesinde hem hayır hem de şerde kullanabileceği bir irade vermesidir. Çünkü insan muhayyerdir. Allah Teala’nın size verdiği nimetlerin içinde, insana verilen şüphesiz en büyük sistem olan akıl da vardır. İnsan ilk varlıktır ve ona Allah tarafından verilen en büyük sistem ve nimet de akıldır. Akıl sayesinde Allah’ı tanıyabilir, O’nun dinini öğrenebilir, razı olduğu veya gazabına sebep olan şeyleri bilerek hem dünyada hem de ahirette saadete erişebilirsiniz. Ancak az önce de söylediğim gibi insan özgürdür. Kötülüğü seçtiği zaman aklını Allah’ı tanımak dışında başka bir şey için kullandığını görür. Kötü bir felsefede mesela. Yani dünyada her türlü suçu işleyen bunları doktrinler ve prensipler haline getiren insanlar görürsünüz. Temelinde sapkınlık olan bir fikrin haklı çıkarılmaya çalışılması söz konusu olur. Böylece dünyada insanı gevşek, disiplinsiz, kötülük yapar, sadece kendisi için yaşar ve kendi hayatını başkalarının yıkımı üzerine kurar halde bulursunuz. Bütün bu sapkınlıklara rağmen davranışlarını gerçekçi ve açık fikirli olarak felsefeleştirir. Peki, ona bunu yaptıran kimdir? Allah Teala’nın insana bahşettiği akıl ve fikir aslında Allah’ı tanıyıp bilmesi içindir. Ama o bunu yaratılış sebebinden farklı bir şey için kullanır. Piyasada bir mühendisin kullanıp binlerce lira kazanabileceği renkli baskı makinaları var. Çünkü bu makinayı helal ve bol rızık için kullanabilirsiniz. Eğer bu makinaya sahip olan kişi mesela dolar gibi bir para birimini fotokopi çekmek istese, ki bunu çok kişi yaptı ve şu an hapisteler, o yazıcıları kullanarak sahte para bastılar, işte bu alet tasarlanma sebebi dışında kullanılsa bunu yapan kişi ceza alır ve hapse girer. Size bu örneği, insan aklının sizi Allah’a, O’na itaate, cennete ve bu dünyada da ahirette de başarıya götürebileceğini göstermek için verdim. Ama akıl kötüye kullanıldığı, yaratılış amacı dışında kullanıldığı zaman sizi cehenneme de götürebilir. Bu yüzden dünyada kafir ve sapkın insan kendi kötü hayatının felsefesini yapıyor ve para kazanıyor, kendine ait olmayanı alıyor, sonra da yaptığı bu eyleme kabul edilebilir bir felsefi karakter kazandırıyor. 
Bugün sizin için bu ayeti seçtim. Çünkü kıyamet günü insanın günah hakkında felsefe yapmak ile ilgili akli yeteneği kaybolacaktır. Allah Teala şöyle buyuruyor:

﴾ الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ (65) ﴿

[ سورة يس ]

 “O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.”  

[ Yasin Suresi: 65 ]


Günah, kendini haklı çıkarma, akıl yürütme, hakkı batıla, batılı da hakka dönüştürme gibi konularda felsefe yapma yeteneği, kişinin sapkınlığını örtbas etmeye çalıştığı bu sapkın zihinsel yetenek kıyamet günü bozulacaktır. Allah Teala buyuruyor ki:

﴾ الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ (65) ﴿

[ سورة يس ]

 “O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.”  

[ Yasin Suresi: 65 ]


Mesela diyorlar ki biz duyguların arınabilmesi için karma eğitimi getirdik. Ama aslında öyle değil. Şimdi Avrupa’da okulların tuvaletlerinde zina yapılıyor ve yüzbinlerce kimsesiz çocuk var. Ve diyorsunuz ki biz bunu duyguların arınması için yapıyoruz. Allah’ın haram kıldığı şey hakkında felsefe yapıyorlar. Sonra da bitmek bilmeyen hastalıklarla karşılaşıyoruz. Bu itaatsizlik günahlar üzerinde felsefe yapmanın bir sonucudur. Biri diyor ki: Ben eşime karşı açığım ve ona güveniyorum. Ta ki ona ihanet edene kadar. Bütün bunların anlamı şudur: İnsanın dünyada kullandığı, bütün gerekçeler, felsefeler, kendini temize çıkaran konuşmalar, bunların hepsi kıyamet gününde kaybolacaktır. Allah Teala şöyle buyuruyor:

﴾ الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ (65) ﴿

[ سورة يس ]

 “O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.”  

[ Yasin Suresi: 65 ]


İnsanın yaptıkları doğru şekli, zamanı, şartları, ortamı, etken ve niyetleriyle birlikte kendisine gösterilir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

﴾ اقْرَأْ كِتَابَكَ كَفَى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَسِيبًا(14) ﴿

[ سورة الإسراء ]

 “Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter” denilecektir.”  

[ İsra Suresi: 14 ]


Kişi bu dünyada tüm insanları bir süreliğine aldatabilir. İnsanları her zamanda aldatabilir. Ama tüm insanları her zamanda aldatması imkansızdır. Bu dünyada böyle bir şey mümkün değilken Hakim olan Allah katında nasıl mümkün olabilir?
İnsan Allah’ı tanımıyorsa kendisine bir delil bulur ve kendini haklı çıkarır. Ama Allah’ı tanıyorsa Allah’ın gizli olanı da, açık olanı da bildiğinin, gizli düşünce ve duyguları da bildiğinin farkındaysa işlerinde sebat eder, düzgün davranır. İnsanların en çok karşılaştığı böyle konulardan biri miras meselesidir. Kızlarını malın başkasına gittiği bahanesiyle mirastan mahrum bırakıyorlar. Kızınızın kocası, onun hamisi bir yabancı mıdır? Kızlarınızı neden mirastan mahrum ediyorsunuz? Bu İslam dinine aykırıdır. Bazen de kişinin sevmediği bir eşinden çocukları olur ve o çocukları her şeyden mahrum bırakır. Her şeyi sevdiği çocuklarına verir. Böylece kendi düşüncesi ve felsefesi ile kendini zulmün içine düşürmüş olur. Peki, kıyamet günü neler olacak? Allah Teala buyuruyor ki:

﴾ الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ (65) ﴿

[ سورة يس ]

 “O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.”  

[ Yasin Suresi: 65 ]


Benim bir arkadaşım var eşinin annesi ve babası boşanmış, eşi bayramda babasını ziyaret etmek istiyor, kocası ve çocukları ile birlikte babasına gidiyor. Gittiğinde babasının yeni eşinden olan tüm kızlarını görüyor. Babaları onların her birine beşer bin lira vermiş, ama ayrıldığı eşinden olan kızına beş yüz lira veriyor. Sonra da evinden çıkmasını söylüyor. Arkadaşımın eşi bir ay boyunca ağlıyor. Bu zulümdür, zulüm ise kıyamet günü karanlıklar içinde kalmaktır. İnsan kainatın yaratıcısı olan Allah’ı hesaba katmaz ve çocukları arasında adil davranmazsa Allah onu bundan sorumlu tutacaktır. 
Numan b. Beşir (r.a.) şöyle buyuruyor:

(( سَأَلَتْ أُمِّي أَبِي بَعْضَ الْمَوْهِبَةِ لِي مِنْ مَالِهِ ثُمَّ بَدَا لَهُ فَوَهَبَهَا لِي فَقَالَتْ لَا أَرْضَى حَتَّى تُشْهِدَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَأَخَذَ بِيَدِي وَأَنَا غُلَامٌ فَأَتَى بِيَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ إِنَّ أُمَّهُ بِنْتَ رَوَاحَةَ سَأَلَتْنِي بَعْضَ الْمَوْهِبَةِ لِهَذَا قَالَ أَلَكَ وَلَدٌ سِوَاهُ قَالَ نَعَمْ قَالَ فَأُرَاهُ قَالَ لَا تُشْهِدْنِي عَلَى جَوْرٍ ))

[ رواه البخاري ]

“Annem babamdan malının bir kısmını bana bağışlamasını istemişti. Bir süre sonra babam bunu uygun görerek malının bir kısmını bana bağışladı. Annem "Hz. Peygamber buna şahit tutmadıkça razı olmam" dedi. Bunun üzerine babam -ben küçükken- elimden tuttu ve birlikte Nebi (s.a.v.)’e gittik. Babam Resulullah’a: "Bunun annesi Bint Revaha benden malımın bir kısmını buna bağışlamamı istedi" dedi. Nebi (s.a.v.): "Başka çocuğun var mı?" diye sordu. Babam "evet" dedi. Bunun üzerine Nebi (s.a.v.): "Beni zulme şahit tutma" buyurdu.” 

[ Buhari ]


Vasiyet ve miras taksiminde sevilen ve sevilmeyen çocuğunuzu ayırırsanız uzak olanın uzaklığını arttırır, asi olanın isyanını çoğaltırsanız. Ama adil olursanız aralarını uzlaştırırsınız. Belki de bu düşmanlık biter. 
Değerli kardeşlerim, tüm amellerimizin İslam’a uygun olması gerekir. Davranışlara bir gerekçe ve mantık aramaya gelince, Allah Azze ve Celle ile ilgili felsefe yapıyoruz ve diyoruz ki: Biz öyle uygun gördüğümüz için yaptık. Ama bu söz kıyamet günü geçerli olacak mı? Kıyamet gününde bir kelime bile edemeyeceksiniz. Allah Teala buyuruyor ki: 

﴾ الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ (65) ﴿

[ سورة يس ]

 “O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.”  

[ Yasin Suresi: 65 ]


Bazen bir kimse eşini uzun bir evliliğin ardından keyfi olarak -hata ile veya hatasız- boşuyor. Ve kendini rahatlatmak için onun hatalarını büyütmeye ve teşhir etmeye başlıyor. Ama kıyamet gününde bu sözler geçerli olmayacaktır. O kadar zaman sonra hangi suçundan dolayı onu kimsesiz bir şekilde sokağa attın. Kişi bir karar almadan önce iyice düşünmeli ve bu kararını gerekçelendirmelidir. Allah Teala buyuruyor ki:

﴾ فَاسْأَلُوا أَهْلَ الذِّكْرِ إِنْ كُنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ(7) ﴿

[ سورة الأنبياء ]

 “Eğer bilmiyorsanız bilenlerden sorunuz.“  

[ Enbiya Suresi: 7 ]


Ve şöyle buyuruyor:

﴾ فَاسْأَلْ بِهِ خَبِيرًا(59) ﴿

[ سورة الفرقان ]

 “Bunu bir bilene sor.”  

[ Furkan Suresi: 59 ]


Dünya işlerinde zikir ehline, ahiret işlerinde de bilenlere danışın ki, kişi kendisinde kabul edilemez bir delil bulunduğunu zannetmesin. Bana kişinin oğluna miras dışında bir şey verilmesi konusu her sorulduğunda diyorum ki: “Senin Allah’a karşı bir bahanen var.” “Nasıl yani?” diye sorduğunda da “Eğer engelli bir çocuğun varsa ve ona bir dükkan açtıysan bir bahanen var demektir.” Diyorum. Allah’a karşı kabul edilebilir bir cevap hazırlamalısınız. Ama kabul edilemez bir sapkınlık için felsefe yapıyorsanız bu ayet o konuda nettir. Yani duymanız ve görmeniz gerekir. Allah Teala buyuruyor ki:

﴾ الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ (65) ﴿

[ سورة يس ]

 “O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.”  

[ Yasin Suresi: 65 ]


Tüm davranışlarınız ve pasifliğiniz görüntü, ses, renk, saat ve tarih olarak kayıt altına alınmaktadır. Basit bir insana arabasının fotoğrafı, saati, yeri ve cezası gösterildiğinde tek bir kelime edebilir mi? Peki ya Kainatın yaratıcısı bunu size gösterdiğinde ne olacak?!

Metni indir

نص الدعاة

Mevcut Diller

Resmi Gizle