Dr. Muhammed Ratıb en-Nablusi’nin Kudüs Halkının Çektiği Sıkıntılar Hakkında Dr. Ömer Abdu’l-Kâfi ile Yaptığı Konuşma
●Dr. Ömer Abdu’l-Kâfi:
Demek istediğim, sizden Kudüs’deki evlatlarımıza dua ederek onları desteklemenizi istiyorum. Onlar için yapabileceğimiz en iyi şey, onların ayaklarını sağlam kılması, onlara güç kuvvet vermesi ve düşmanın tuzaklarını savuşturmaları için Rabbimize dua etmektir. Bu sebeple sizden dua istiyoruz. Cenab-ı Hak sizi mübarek kılsın.
●Dr. Muhammed Ratıb en-Nablusi
Efendim yeryüzünde zorbalık var, düşmanlık ve saldırganlık var, birçok kötülük var, bu konuda bir saat konuşabiliriz. Fakat bizim de Rabbimiz var.
هُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ ۚ يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي الْأَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ)
((4) مِنْهَا وَمَا يَنزِلُ مِنَ السَّمَاءِ وَمَا يَعْرُجُ فِيهَا ۖ وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
“O, gökleri ve yeri altı günde (altı evrede) yaratan, sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir.”
(وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ)
(Nerede olursanız olun Allah Teâlâ sizinledir.)
((وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ ۚ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ (60 )
“Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler, aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir!”
(ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ)
(Bana dua edin, icabet edeyim)
On ayet…
يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ ۖ قُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَإِثْمُهُمَا أَكْبَرُ مِن نَّفْعِهِمَا ۗ وَيَسْأَلُونَكَ )
((219)مَاذَا يُنفِقُونَ قُلِ الْعَفْوَ ۗ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ
“Sana içkiyi ve kumarı soruyorlar. De ki: Bu ikisinde insanlar için büyük zarar ve bazı faydalar vardır; zararları da faydalarından büyüktür. Sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: İhtiyaç fazlasını. Allah sizin için ayetlerini işte böyle açıklıyor ki düşünesiniz.”
(Sana içkiyi ve kumarı soruyorlar. De ki: Bu ikisinde insanlar için büyük zarar ve günah vardır.) Bu şekilde soru ve cevap arasında (de ki) hitabıyla on ayet vardır. Ancak bir ayet var ki:
وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ ۖ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا )
((186) دَعَانِ ۖ فَلْيَسْتَجِيبُوا لِي وَلْيُؤْمِنُوا بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ
“Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm. Şu halde benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulabilsinler.”
(Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm.) Kul ile Rabbi arasında ne bir perde, ne de bir engel yoktur. Dua ibadettir, dua ibadetin zirvesidir. Dua birçok pozitif anlam içerir: Dua eden kişi Allah’ın varlığına inanan, O’nun bir ve tek oluşuna, merhametine ve muhabbetine iman edendir. Şöyle ki:
(من لا يدعني أغضب عليه)
“Bana dua etmeyene gazap ederim.”
Allah Teâlâ kulunun ayakkabısının bağı koptuğunda, bunu bile Rabbi’nden istemesini ister. Dua ibadettir, dua ibadetin özüdür. Allah’ım Filistin’de ve dünyanın her yerindeki kardeşlerimize yardım et, onları senin desteğinle destekle ve onlara güç ver Ey merhametlilerin en merhametlisi. Bizler senin kullarınız, senin kullarının çocuklarıyız. Kaderimiz senin elindedir Rabbim. Sen adilsin, merhametlisin, yaptığın her şeyde büyük bir hikmet vardır. Bu hikmeti bize açıkladığında imanımız artar, açıklamadığında ise biz sabredenlerden oluruz. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.
●Dr. Ömer Abdu’l-Kafi:
Salat ve Selam Rasulullah (s.a.v.)’e ailesi ve ashabına olsun. Allahım, duamızı kabul et Rabbim. Sana şükürler olsun. Cenab-ı Hak sizi mübarek kılsın ve sizi şereflendirsin. Bu samimi duanıza Rabbimiz icabet buyursun. Sizi de inşallah bereketlendirsin. Size sağlık ve afiyet versin, Allah sizden razı olsun, Allah’a emanet olunuz.