Değerli kardeşlerim,

Zengin mutlak manada açlığı hissetmez, ne demek olduğunu bilmez. Orucu bir kenara bıraktığımızda yiyecek içecek hep boldur. Her şeye en üst seviyede sahiptir. Fakat Ramazan ile açlığın acısını hisseder.

Oruçluyken kendi isteğiyle açlığı tercih eder. Fakir ise kendi tercihi dışında bu açlığı yaşamaktadır. Yani Ramazanda zenginler ve fakirler arasında bir empati kurma hadisesi yaşanır. Zengin olan kişi, şu anda oruçludur ama onun dışındaki günlerde hiçbir sorunu yoktur. Çeşit çeşit yiyecek, içecek, meyve suları ve meyvelere sahiptir. Fakat fakir Ramazan dışında da açtır. Sanki Allah Teâlâ bizim fakirin açken hissettiği duyguları hissetmemizi istemektedir. Ey zengin, Allah Teâlâ senden fakirlik düşüncesini değil, fakirin durumunu bizzat yaşamanı istiyor.

Sana “filanca yüz sopa vurdu” diyen ile bu darbı yaşayan kişi arasında ne büyük bir fark vardır. Çok büyük bir fark… Düşüncesi kolaydır ama onu yaşamak çok zordur. Allah Teâlâ adeta bu ayda, zenginin fakirin acılarını, öncelikle de açlık duygusunu tatmasını murad etmektedir.