Karanlık Mod
29-03-2024
Logo
İslamî Konular – İslamî Alıntılar: 041 – Allah’ın Tâgutla, Zalimlerle Olan Siyaseti
   
 
 
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla  
 

Allah’ın Tâgutla, Zalimlerle Olan Siyaseti:

Allah Teala şöyle buyuruyor:

﴾ (وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ فَإِذَا جَاءَ أَجَلُهُمْ لَا يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ(34  ﴿

[  سورة الأعراف ]

﴾ Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler. ﴿

[ Araf Suresi: 34 ]

Kardeşlerim, “her ümmetin bir eceli vardır” cümlesinin anlamı şudur; Onlar sonsuza kadar sürmezler, sonsuza kadar süren hiçbir şey yoktur. “her ümmetin bir eceli vardır” Yani ümitsizliğe kapılma, yıkılmış hissetme, teslim olma, moralini bozma, maneviyatın zayıflamasın.

﴾ (وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَنْتُمُ الْأَعْلَوْنَ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ(139 ﴿

[ سورة آل عمران  ]

﴾ Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz ﴿

[ Al-i İmran Suresi: 139 ]

Allah Teala’nın bir siyaseti vardır. Onları rızıklandırır, güçlendirir, istediklerini yapar, konuşurlar, böbürlenirler, kibirlenir, tehdit ederler, alışırlar, ta ki imanı zayıf olanlar “Allah nerede?” diyene kadar.  İman zayıflığı bunu söyler, Allah güçlüye yardım eder onu kuvvetlendirir, dediğini yapar, o kültürünü diğer halka empoze eder, onun iradesi diğerlerini mecbur bırakır, böylece bombalar,  harap eder. Ta ki, iman zayıflığı “Allah nerede?” diyene kadar. Sonra ayetleri belirir ve kafir der ki: “LA ilahe illallah” Burada iki zor imtihan var. Biri zayıf müminin “Allah nerede?” demesine yol açan imtihan, diğeri de kafirin “Allahtan başka ilah yok” demesine yol açan imtihan. 
Kardeşlerim, Allah Azze ve Celle onlara yardım eder, onları güçlendirir, imanı zayıf olanlar onların istediklerini yaptıklarını düşünürler. Fakat Allah onları birden bire yakalar:

﴾ (كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كُلِّهَا فَأَخَذْنَاهُمْ أَخْذَ عَزِيزٍ مُّقْتَدِرٍ (42 ﴿

[ سورة القمر ]

﴾ Ama onlar bütün delillerimizi yalan saydılar, biz de onları üstün ve güçlü olana yaraşır biçimde kıskıvrak yakaladık  ﴿

[ Kamer Suresi: 42 ]

Onların başına bazı hadiseler gelir.
Öyleyse kardeşler, Şu ayete dikkat edin, o Allah’ın tagutla, zalimlerle olan siyasetini resmeder:

  إِنَّ فِرْعَوْنَ عَلَا فِي الْأَرْضِ وَجَعَلَ أَهْلَهَا شِيَعًا يَسْتَضْعِفُ طَائِفَةً مِّنْهُمْ يُذَبِّحُ أَبْنَاءَهُمْ وَيَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ ۚ إِنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُفْسِدِينَ (4  

[ سورة القصص  ]

﴾ Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o, bozgunculardandı. ﴿

[ Kasas Suresi: 4 ]

O, büyük bir kibirle ayağa kalktı ve dedi ki:

﴾ (فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَى(24 ﴿

[  سورة النازعات  ]

﴾ Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi. ﴿

[ Naziat Suresi: 24 ]

Ve şöyle dedi:

  وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَا أَيُّهَا الْمَلَأُ مَا عَلِمْتُ لَكُم مِّنْ إِلَٰهٍ غَيْرِي فَأَوْقِدْ لِي يَا هَامَانُ عَلَى الطِّينِ فَاجْعَل لِّي صَرْحًا لَّعَلِّي أَطَّلِعُ إِلَىٰ إِلَٰهِ مُوسَىٰ وَإِنِّي لَأَظُنُّهُ مِنَ الْكَاذِبِينَ (38  

[ سورة القصص  ]

﴾ “Firavun, “Ey ileri gelenler! Sizin benden başka bir ilâhınız olduğunu bilmiyorum. Ey Hâmân! Benim için bir ateş yakıp tuğla pişir de bana bir kule yap! Belki Mûsâ’nın ilâhına çıkar bakarım(!) Şüphesiz ben onun mutlaka yalancılardan olduğunu sanıyorum” dedi.” ﴿

[  Kasas Suresi: 38 ]

Çünkü o, rivayete göre rüyasında İsrail oğullarından bir erkek çocuğun tüm hükümranlığını yok edeceğini görmüştü. Bu yüzden de İsrail oğullarının tüm erkek çocuklarının katledilmesini emretti. Erkek çocuk dünyaya getirten ve bunu haber vermeyen ebeler de öldürülüyordu. İşi kolaydı ama saltanatını yıkacak o çocuğu kendi sarayında kendisi yetiştirdi. İşte yüce Allah’ın yüce hikmeti!.. “Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış” Allah’ın onun hakkındaki siyaseti ortadaydı, “ora halkını sınıflara ayırmıştı.” İşte grup çatışması, Sen Kürtsün, sen Süryanisin, sen Arapsın, sen Sünnisin, sen Şiisin… Zalimlerin elindeki en kazançlı koz grup, mezhep ve ırk çatışmasıdır. Müslümanlar bu çatışmayı sevgi, yakınlık ve şuur olmadan yok edemezler. Öyleyse; “Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o, bozgunculardandı.” Neden? Şimdi, âlemlerin Rabbi olan Allah’ın kelamına dikkat edin:

 وَنُرِيدُ أَنْ نَمُنَّ عَلَى الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا فِي الْأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثِينَ(5) وَنُمَكِّنَ لَهُمْ فِي الْأَرْضِ وَنُرِيَ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا مِنْهُمْ مَا كَانُوا يَحْذَرُونَ(6  

[  سورة القصص ]

﴾ Oysa biz o ülkede güçsüz düşürülenlere lutufta bulunmak, onları önderler yapmak, onları (ülkelerinin) vârisleri kılmak istiyorduk. Onları belli bir yere yerleştirmek, Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, sakındıkları şeyi onların eliyle başlarına getirip göstermek (istiyorduk). ﴿

[ Kasas Suresi: 5-6 ]

Yani Allah Azze ve Celle ihmalkâr, gevşek davranan mümine kafiri musallat eder, ona muktedir kılar. Bu mümin Allah’a döndüğünde de onu güçlendirir ve kafiri onunla tedavi eder. Allah’ın siyaseti budur.

﴾ (إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ(12 ﴿

[  سورة البروج ]

﴾ Şüphesiz rabbinin yakalaması pek müthiştir. ﴿

[ Buruç Suresi: 12 ]

Mevcut Diller

Resmi Gizle