Yunus (a.s.)’ın normal şartlarda, mantıken balinadan kurtulma ihtimali sıfırdır. Mavi balinanın ağırlığı 150 tondur. Elli ton et, elli ton yağ ve elli ton kemik, bir mavi balinadan 90 varil yağ çıkar. İnsan balinanın ağzında ayakta durabilir. Şimdi, Yunus (a.s.) balinanın karnına girmiştir ve normal şartlarda oradan kurtulma ihtimali yüzde sıfırdır.

Fakat Allah Teâlâ’nın kanunları değiştiren bu kıssadan bir muradı vardır. Buyuruyor ki:

﴾ وَكَذَلِكَ نُنْجِي الْمُؤْمِنِينَ ﴿

[سورة الأنبياء: 88]

“İşte biz müminleri böyle kurtarırız.”

(Enbiya Suresi: 88)

İzleyici Kardeşlerim, sorun ne kadar büyük olursa olsun, Yunus (a.s.) seviyesinde değildir. Allah Teâlâ buyuruyor ki:

﴾ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّ ﴿

[سورة الأنبياء: 87]

“Derken karanlıklar içinde, “Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum” diye dua etti.”

(Enbiya Suresi: 87)

Kıssa burada sona eriyor. Allah Azze ve Celle bir kanun için durumu değiştiriyor:

﴾ وَكَذَلِكَ نُنْجِي الْمُؤْمِنِينَ ﴿

[ سورة الأنبياء: 88]

“İşte biz müminleri böyle kurtarırız.”

(Enbiya Suresi: 88)

Sonsuza kadar Allah’ın vadi her zaman ve mekânda gerçekleşecektir. Balinanın karnından kurtulma ihtimali sıfırken meydana gelen bu olay nadir görünen bir durumdur.

Dr. Ömer Abdülkafi:

Bu olaydan Hasan-ı Basri’ye söz edilince o şöyle diyor: Ben Allah’a dua ediyorum ve görüyorum ki O kudretiyle bana cevap veriyor. Bunun için kulun kesin olarak inanması şarttır.

Dr. Muhammed Ratıb:

Mümin Allah’a muhtaçtır.

İşte Allah’a böyle güvenmek mükemmel bir şeydir. Allah’a güvenirsen Allah Seni sever. Allah senin duanı cevapsız, desteksiz bırakmayacaktır. Müminin Allah ile ilişkisi böyle olmalıdır ki o Allah’a muhtaçtır.